Background Image
Previous Page  12 / 152 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 12 / 152 Next Page
Page Background

10

2015 hem dünya, hem de Türkiye açısından zorlu bir yıl olarak geride kaldı.

Bu sürece ABD’de faiz artışlarının zamanlaması ile ilgili belirsizliklerin damga

vurduğunu söyleyebiliriz. 2015 yılı Fed’in toparlanma performansı ile

dünyanın geri kalanından ayrışan ABD ekonomisinde aşırı ısınma ve finansal

balon tehlikesini önlemek için para politikasında normalleşme yolunda ilk

adımların atıldığı yıl oldu. Yılın son ayına kadar ertelenen bu adımlar,

neredeyse on yıllık bir süreçte ucuz ve bol likidite ortamına alışan küresel

finansal piyasalarda sancılı ve dalgalı bir seyri de beraberinde getirdi. Diğer

yandan dünyanın geri kalanında büyüme performansının ABD’deki kadar

olumlu olduğunu söylemek mümkün değil. Finansal krizin üstünden geçen

onca yıla rağmen Avrupa Birliği halen hayal kırıklığı yaratan bir büyüme

performansı ve ekonomik temeller açısından tehlike sayılabilecek boyutlara

varan bir deflasyonist süreç ile karşı karşıya. Dünyanın diğer bir ucunda ise

Çin gerek iç talep daralması kaynaklı sert iniş senaryoları, gerekse finansal

yapısı ile ilgili endişelerin neden olduğu dalgalanmalar ile baş etmek zorunda

kaldı. Dünya ekonomisinin geneline sirayet eden bu büyüme sancıları dünya

ticaretinde de gözle görülür bir büyüme sorununu beraberinde getirdi.

Büyüme ve ticarette yaşanan bu yavaşlama emtia fiyatlarının 2015 yılı

boyunca da düşmeye devam etmesine ve petrol fiyatlarının 30 dolar

seviyesine kadar gerilemesine neden oldu.

Emtia fiyatlarında yaşanan bu dramatik düşüşün 2015 yılındaki en önemli

konjonktürel değişiklik olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Başta enerji

emtiaları olmak üzere emtia ihraç eden tüm ülkeler üzerinde çok ağır cari,

dış ticaret ve bütçe dengesi sorunlarına neden olan bu gelişme grubumuzun

da içinde olduğu birçok pazarda kur politikalarının sabitten dalgalıya

dönmesine ve ciddi devalüasyonlar yaşanmasına neden olup, bu ülkelerin

makro dengesini ve performanslarını kayda değer şekilde olumsuz etkiledi.

Birçoğu gelişen ülkeler olan bu ekonomilerde yaşanan olumsuzluklar 2015

yılında gelişen ülkelerin genel olarak çekiciliğini de olumsuz etkiledi ve riskten

kaçış eğiliminin ağır bastığı bir sermaye hareketi eğilimi yarattı. Tüm bu

olumsuzluklara ek olarak Türkiye kendi özelinde ayrıştırıcı riskler ile de baş

etmek zorunda kaldı. 2015 yılında çift genel seçim sürecinde birçok siyasi

risklerin içinden geçen Türkiye ekonomisi bir yandan da bölgesinde yaşanan

olumsuz jeopolitik gelişmeler ve iç güvenlik risklerinin etkisinde kaldı. Bu

ayrıştırıcı iç riskler, Türk Lirası’nın da 2015 yılı boyunca satış baskısı görerek

yüzde 25’in üstünde değer kaybetmesine neden oldu. Tüm bu

olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin bir enerji ithalatçısı olmasının avantajı ve

güçlü iç talebe sahip olmasının desteği ile 2015 yılını benzerlerine oranla iyi

değerlendirerek tamamladığını söyleyebiliriz. Düşen enerji ithalatı faturasının

desteği ile cari açık 2015 yılında yüzde 30’un üzerinde daralarak 32 milyar

dolar seviyesine gerilerken iç talebin desteği ile Türkiye ekonomisi 2015

yılında yüzde 4 gibi kayda değer bir büyüme seviyesine ulaşmayı başardı.

Değerli Yatırımcılarımız ve İş Ortaklarımız,

Sevgili Çalışanlarımız,

%4

%25

EKONOMİK

BÜYÜME

DEVALÜASYON

CARİ AÇIK

Borusan 2015

Faaliyet Özeti

32

MİLYAR

$