Değerli hissedarlarımız, yatırımcılarımız, çalışma arkadaşlarım,

2007 ve 2008 yılları için şirketlerimizin ve ülkemizin gündemini; gerçekleşenleri ve beklentilerimizi kısaca özetlemek amacındayım. Bu çerçevede, önce Borusan’ın gündemini, ardından da küresel ve yerel gelişmelerden dikkat çekici hususları ve düşüncelerimi dikkatinize sunacağım.

Borusan Holding ve Şirketlerimizin Gündemi
2007 için hedefimiz % 21’lik bir büyüme idi. Yıl sonunda yaptığımız hesaplarda konsolide ciromuzun 2 milyar 958 milyon dolara ulaştığını gördük. Dolayısıyla % 29’luk bir büyüme elde ettiğimiz ortaya çıktı. Vergi öncesi kârımızı da, 133 milyon dolardan, % 28 artış ile 170 milyon dolara yükseldi. Bir kez daha hedeflerimizi aşmış olmanın mutluluğunu yaşadık.

Ayrıca önümüzdeki yıllara ilişkin kapsamlı büyüme hedeflerimize uygun olarak yatırım tempomuzu yükselttik; 2006 yılında 91 milyon dolar olan yatırımlarımız 2007 yılında
159 milyon dolara yükseldi. Önemli bir bölümü kapasite artırımına dönük olan bu yatırımların etkilerini 2008 yılı sonundan itibaren ve daha çok da 2009 yılında göreceğiz.

Bu sonuçları “Borusan Yolu” diye adlandırdığımız çalışma tarzımızla özellikle Yalın Sigma kültürünü içselleştirerek iyi bir portföy yönetimi, üretim ve yatırım verimliliği sayesinde elde ettik.

2007’de iyi iş sonuçları aldık
İyi rakamların ötesinde 2007’nin bizim açımızdan en önemli tarafı stratejik hedeflerimize uygun olarak faaliyet alanlarımıza ve odaklandığımız sektörlere yönelik önemli adımlar atmış olmamızdı.

Ana işkolumuz olan çelikte, ülkemiz için bir itibar kaynağı olabilecek 3 önemli gelişmeye imza attık:
İş ortağımız ArcelorMittal ile % 50 ortaklıkla Gemlik’te 500 milyon dolarlık bir sıcak sac
üretim tesisi yatırımı yapma kararı aldık.
ABD’de 100 bin ton hat borusu gerektirecek El Paso doğal gaz iletim ihalesini tek başımıza
kazandık.
Cezayir’de başarılı özelleştirme süreci sonunda büyük bir spiral boru tesisini devir almak
üzere tüm hazırlıklarımızı tamamladık.

2007’de bir diğer önemli stratejik adımımızı da enerji sektörüne girerek attık. Stratejik planlarımızda yer aldığı üzere, rüzgâr, hidro ve kömüre dayalı elektrik üretmek üzere 800 MW'lık bir lisans portföyüne kısa vadede erişmeyi hedefledik. Yıl sonunda 1.000 MW’lık bir portfolyoya ulaşmayı bekliyoruz.

Önümüzdeki yıllarda bu yatırımları birbiri ardından devreye sokmayı planlıyoruz.

2007 yılında attığımız güçlü adımların Borusan’ı 2010 yılı için önümüze koyduğumuz
5 milyar dolarlık konsolide ciro hedefine hızlı bir şekilde ulaştıracağına inanıyorum. “Borusan Yolu” bize bu başarıyı getirecektir.

Türkiye’nin Gündemi
Türkiye güçlendikçe, kronikleşmiş meseleleri tartışmaya açılıyor. Hem ekonomimiz hem iç politikamız hem de uluslararası politik konumumuz ile ilgili bugün ülkemizde pek çok sonuçlanmamış bir tartışma var. Ekonomi açısından kayıt dışı ekonomi ile mücadele, sosyal güvenlik reformu, makro ekonomik istikrarın korunması gündemi işgal ediyor. Politik açıdan ise Avrupa Birliği ile ilişkiler, PKK ve Kürt Sorunu, Ermeni Sorunu ve Kıbrıs gibi stratejik meselelerimiz var.

Bu sorunlardan en önemli gördüklerime değinmek istiyorum.

Ekonomi açısından; ülkemiz son 6 yıl içinde yıllık % 5’in üzerinde büyüdü, makro ekonomik göstergelerde ciddi ilerlemeler meydana geldi. Başarılı özelleştirmeler yapıldı. Yabancı sermaye girişinde kayda değer artışlar oldu. Finans sektörü güçlü bir karakter kazandı. Tüm bu kazanımlar sayesinde Türkiye global ekonominin önemli bir parçası olmak yolunda ilerliyor. Hızlı ekonomik büyüme ivme kaybetse bile 2008 yılında da sürecektir.

Ancak iki konuda yapılanları yetersiz görüyorum:
Kayıt dışı ekonomi ile mücadelede hükümetin çabaları sonuç vermemekte ve yetersiz kalmaktadır. Bu konunun önemini politikacıların anlayamamış olduğunu düşünüyorum. Bu Türkiye için ilkel bir sorun haline gelmiştir. Avrupa Birliği’ne girmek için çaba gösteren bir ülkenin bu ilkel sorunu çözememesi düşünülemez.

İhracattaki iyileşmeye rağmen cari açığımız her yıl artmaktadır. Bu durum Türkiye’yi dünyada meydana gelecek finansal çalkantılara karşı korumasız kılmaktadır. Başarımızın sürdürülebilir olması için ülkemiz, cari açığını azaltmaya yönelik önlemleri uzun vadeli bir takvim içinde hayata geçirmek durumundadır.

Politik açıdan ise önem arz eden konuları şu şekilde sıralayabilirim:
Kürt Sorunu ve PKK
PKK yurtdışından gelen bir tehdittir. Sadece kaba kuvvet ile çözülebileceğine dair genel bir kanı var. Ancak Kürt sorunu farklı çözümler içeriyor. Demokrasi içinde daha fazla özgürlük ve bölgenin ekonomik açıdan kalkınması Kürt sorununu çözebilir.

Ermeni sorunu
Bizlerin “Sözde Soykırım”ı kabul etmemesi ve olmadığına inanması tarihçilerin teyidini gerektirmektedir. Politikacıların tarihçiler yerine karar vermesini önlemek gerekir. Bunu sağlama görevi de Türk diplomasisinin olmalıdır diye düşünüyorum.

Kıbrıs
Kıbrıs Rum kesiminin Avrupa Birliği’ne dahil edilmesi sorunun çözüm şansını azaltmıştır. Rum kesiminde yeni yapılan seçimlerdeki gelişmeye rağmen Türkiye Avrupa Birliği’ne dahil olmadan Rum ile Türk kesiminin tek devlet çatısı altında birleşmesini zor görüyorum.

Avrupa Birliği İlişkileri
Avrupa Birliği’ndeki bazı ülkelerin özellikle Fransa ve Avusturya’nın engellemeleri ile toplulukla entegrasyon sürecimiz yavaşlamış, tıkanma noktasına gelmiştir. Buna paralel olarak Türkiye’deki reform süreci de yavaşlamıştır. Avrupa vizyonu Türkiye’nin vazgeçemeyeceği bir hedeftir. Umarım ki zaman içinde Fransa ve Avusturya’da tutumlarını değiştirecektir.
21. yüzyılda herhangi bir halkın diğer bir halkın refah yolunu engellemesi kabul edilemez.

Yukarıda bahsettiğimiz tüm bu sorunların Türkiye’yi kazançlı çıkaracak şekilde çözüleceğine inanıyorum. Türkiye bu vizyonu gösterecektir. Türkiye’nin vizyonuna paralel olarak da Borusan vizyonunu oluşturuyor.

Borusan 2008 yılında Kazakistan’da, İran ve Cezayir’de yapacağı yatırımlarla bölgesinde güçlü bir global oyuncu olacaktır.

Sevgi ve Saygılarımla,

A. Ahmet Kocabıyık Yönetim Kurulu Başkanı